Yüreğim Almıyor

 

Biraz uzun yazdım biliyorum ama okuyun istiyorum.

Hiç unutmuyorum Kadıköy’e dolaşmak için gittiğim bir gün, günümü zehir eden bir olaya şahit olmuştum. Aslında olay kadar hiç bir şey yapmamak olayı benim için bu kadar yaralıyıcı ve unutulmaz yaptı diyelim. Henüz üniversite yılları kimseye bulaşmaya pek cesaret edemeyeceğim toyluktayken… Dört beş yaşlarında bir kız çocuğu babasının elinden tutuyor belli ki çocuk bir şey istiyor elini çekiştiriyor babasının. Birden bire adam çocuğu kenara çekip dövmeye başladı. En çok yüreğimi dağlayan o çocuğun; gören var mı diye etrafa bakıyor ve ağlamaya dahi utanıyor olmasıydı. Kimse bir şey yapmadı, bende… Zaten yapsan ne olacaktı ki baba müsveddesi daha da kızacak sende nasibini alacaksın eve gidince bir de karısını dövecekti. Çocuk sessizdi susardı nasılsa.

Size buna benzer çok hikaye anlatabilirim. kimbilir belki okurken icinizden “o çocuklardan biri de benim” diyorsunuz.

Sultan Ahmet’e gitmek için tramvaya bindik. Annem ve babam İstanbul’a gelmiş biraz gezelim demişiz. Travmay da tam karşımda kucağında küçük kızı ile oturan alkollü bir baba… travmaya güzel, bakımlı cıvıl cıvıl üç genç kız bindi tam bizim oturduğumuz yerde ayaktalar. Baba müsveddesi bi kızlara bakıyor bir de kendi kızına sarılıyor… Uzatmayacağım merak etmeyin okumayı dahi içiniz almadı biliyorum. Adam alkollü belli ki pisliğin teki yine sustum. Babam vardı beni korumak için zarar gorebilirdi göze alamadım… Bir kaç durak önce indik

Bir çocuk. Derin ile aynı rehabilitasyon merkezine geliyor İleri otizm tanısı. Aslında doktora bile gittiler mi muamma çünkü onlar çocuklarının ne olduğunu bilmiyorlar. O kadar kontrolsüz ve kendine zarar verme eğiliminde ki çocuk alnınin ortasında kocaman şişlik oluşmuş duvara vurmaktan ve o şişligin üzeri, açık yara… kapanmıyor sürekli tazeliyor yarayı. Belli ki hiç eğitim görmemiş çocuk. Evdeki muamele nasıl Allah bilir. Rehabilitasyona geldiğinden beri gözle görülür düzelmeler var çok şükür . O çocuğun ailesi ne yapıyor biliyor musunuz? Evlerinde sokak kapısını açık bırakıyor; çocuk kaçsın ve kaybolsun diye…

Annecim, babacım size sonsuz teşekkür ederim. Benim sizi seçme şansım yoktu ama ne kadar şanslıymışım.
Ben zannederdim ki her çocuk içinde bulunduğu evin neşesi, anne ve babasının başının tacı… Değilmiş meğer. ..

Özellikle özel çocuklar için toplumsal farkındalığı savunanlardan biri olarak şunu farkettim ki aileler kendi çocuklarının haklarını idrak etmediği sürece bu bilinçlenme olmaz. Gerekli eğitimler ve cezalar uygulanmalı. Şunu da belirteyim bu konu da eğitimler için ve sokağa atılmış engelli çocuklar adına projelerimiz var. geliştiriyoruz ve kısmen uygulamalarımız başladı. Bunu ayrıca anlatırım.

Derneğe girme sebeplerimden biri de şiddete istismara sessiz kalmaktı. Kalmasam ne yapabilirim ki! Bir organizasyon icinde onları koruyup kollamak suphesiz daha faydalı ve güvenli oluyor.

Bugün duygusalım ve çok uykusuz… Derin’i bir kaç gündür kreşe alıştırmaya çalışıyorum. Onu bırakacağım diye öyle korkuyor ki 2 gündür uyuyamıyor. ..Gözümün içine bakıyor yanındaysam mutlu, huzurlu!

Nasıl evladından vazgeciyor bu ana-babalar nasıl kıyıyorlar sahip oldukları en masum varlıklara anlamıyorum.
Yüreğim almıyor. ..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.