VEKİLLİK KIYAK İŞ!

Biz Belediye Başkanlarının hizmetlerini eleştirirken ya da alkışlarken milletvekillerini unuttuk. 24 Haziran 2018’de yapılan seçimin üzerinden epey bir zaman geçti. Bu süre de vekiller neler yaptı peki?

En son oyladıkları torba dolusu yasa ile;  halkı zehirleyen termik santrallere filtre takılması zorunluluğunu ertelediler. (not: kamuoyu baskısı nedeniyle! Cumhurbaşkanı teklifi veto etti. Sonuçta milletvekillerinin halkın sağlığını kolayca hiçe sayabileceği gerçeği değişmedi.)

Kendilerine zaten verilen ömür boyu sağlık hizmetini 5 yıldızlı hale getirdiler, bütçe komisyonlarından halka bol bol vergi çıkarttılar… vs Bütün bunları eleştiren vekiller gidip “hayır” oyu kullanmaya dahi tenezzül etmediler. Kendilerini seçen halka bol bol gol attılar yani.

Milletvekilleri, ulusu halkı temsil etmek yerine partilerini temsil etmeyi tercih ediyorlar.

Milletvekili olan kişi halkın ihtiyaç duyduğu hizmetler ve sorunlar hakkında gerek ulusal gerekse yerel düzeyde çözüm getirebilecek en az bir alanda uzmanlaşmış olmalıdır. Yani belli bir alanda bilgi ve beceri sahibi olmalıdır. Bunu görebildiğimiz çok az vekil var… Horolop şorolopla olmuyor bu iş!

İstanbul milletvekillerinin çalışmaları hakkında biraz inceleme yaptım. Pek çoğu seçildiği kent ile ilgili her hangi bir çözüm üretmemiş, ilk imza sahibi oldukları bir kanun teklifi yok. Ülke de her şey çok muazzam işliyor sanki! Muhalefet hariç iktidar partisi milletvekillerinin ne bir soruşturma ne bir görüşme, araştırma önergesi bulunmuyor. Muhtemelen muhalefet partileri iktidar olsa onların da olmayacak.

Vekiller, Genel Başkanlarının veya parti gruplarının istekleri olsa dahi, yanlış buldukları konulardaki kararlara evet dememelidirler. Ama meclisin hali ortada, genel başkan parmak kaldırın derse kaldırıyorlar, her hangi bir konuda (konu hakkında fikir sahibi olmasa bile) genel merkezden önlerine bir kanun teklifi verilirse meclise onu sunuyorlar.

Milletvekilleri seçildikten sonra herkesin vekili olur ayrı ama seçildiği bölgeye, şehre hizmetle yükümlüdürler. Halkın değil, partilerinin vekilliğini yapıyorlar. Daha acısını söyleyeyim; sorsanız partilerinin ideolojik yapılarını, işleyişini; pek çoğu doğru cevap veremez.

Yanıtını belki hepimizin merak ettiği bir soru var; “Bazı insanlar milletvekili olmak için neden bu kadar çırpınıyor o zaman?” Elbette sadece işin ulvi boyutu ya da ideolojik bir duruş sergileme arzusu ya da vatandaşa hizmet değil insanları bu çabaya sokan…

Milletvekilliği kıyak bir iştir. İyi bir maaşları var.  Sonra emekli olduklarında özel koşullara da sahip oluyorlar. Vekilin ve ailesinin ölünceye kadar tüm sağlık harcamaları TBMM’ye ait, yani bize. Ha bir de dokunulmazlıkları vardır. İster Meclis’te ister sokakta diledikleri her şeyi söylerler. Bu suç sayılmaz!

Siyasal güç de cabası. Firmaları, şirketleri kar etmeye başlar. Milletin vekili olma avantajını kullanıp başka yerlerden para kazanmayı da ihmal etmezler.

Çok çok az istisnalar olsa da Milletvekilliği ülkemizde şu şekilde yapılır;

Sosyal medya hesaplarından partini anlat, davet edildiğin yere git; ye, iç üstüne bir de parti propagandanı yap, halkı dinliyor gibi yap, sırtını sıvazla. Diğer partileri kötüle. Hiçbir şeye çözüm üretme,  karşı çıktığın bir yasa teklifini reddetmek için bile olsa meclise gidip bi zahmet oy kullanma… Sosyal medyada karşı çıktın nasıl olsa …

Velhasıl milletvekilliği kıyak bir iş.

Bulunduğunuz bölgedeki milletvekillerinin sosyal medyalarını takip etmek yerine, mecliste (https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/milletvekillerimiz_sd.liste  adresinden bakabilirsiniz) halkın sorunlarına ne kadar duyarlı bir performans sergiliyorlar oraya bakmanızı öneririm.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.