CÜMLELERDEN ARIN, ÖZÜNLE GEL

 

CÜMLELERDEN ARIN, ÖZÜNLE GEL.

Yıllarca yalnız yaşamış kadınların edindiği bir kazanım vardır; kişilerin ne söylediklerine değil, ne söylemek istediklerine bakarlar. Bu süreç öyle kolay gelişmez Kendimden örnek vereyim. İstanbul’a yerleştiğimde yalnız yaşamak şüphesiz beni korkutmuştu. üstelik Şişli gibi kozmopolit bir yerde, güvenliği olmayan bir evle başlayınca bu hikaye, kendini koruma duygun tavan yapıyor.

Anahtar yaptırmak için gittiğim anahtarcı bana sordu; “yeni mi taşındın? hayırlı olsun”
“evet” dedim teşekkür ettim. Sonra
“yakında yoklarlar o zaman” diye yapıştırdı lafı, beynim yandı bir an ama gayet soğuk kanlılıkla “yokladığına pişman olacak talihsiz desenize” dedim. adam bi baktı, gülümseyerek devam ettim” çok güzel eğitilmiş bir pitbull onun işini halleder.” Adam sustu, anahtarımı verdi nazikçe .
Külliyen yalan! Gece apartmandan küçük bir ses gelse yanıma koşan, hatta düşüşlerini bile dört ayak üstüne değil, sırt üstü yapan Dünya’nın en tatlı ve şapşik kedisi ile yaşıyorum.

Mesela gittiğim mahalle esnafından hiç kullanmayacağım, erkeklere ait ürünler aldığım zamanlar oldu “yalnız yaşamıyorum ki ben” mesajının somut halidir bu.
Tabi sonra anneniz gelip “aman benim kızım sizlere emanet burda yalnız yaşıyor” deyip bütün çabanızı yerle bir etmemeli.

Nasıl bir ikna kabiliyeti geliştiyse bende ikametgahımı aldırmak için gittiğim nüfus müdürlüğündeki görevli “yalnız mı yaşıyorsunuz” diye sorduğunda “haayıırr tabi ki ailemle” demem bile yetti; annem, babam,yıllar önce evlenmiş ve Kütahya da yaşayan ablamın kütüğünü İstanbula aldırmaya!

Yıllarca pek çok şeyle karşılaşıyorsunuz, gelişiyor savunma ve yalan mekanizması! Sonra anlamaya başlıyorsunuz karşınızdaki insanın size ne niyetle yaklaştığını, çünkü kafa buraya yoğunlaşmış.

kişi kendinden bilir işi derler ya o hesap! İş hayatınızda, sosyal yaşamınızda heryerde; kim samimi kim değil çözümlemek kolay oluyor. Bir süre sonra bunu tüm hayatınıza yaymanın yorucu olduğunu fakediyor ve doğallaşmaya karar veriyorsunuz. (tabi bu konuda evlenmiş olmanın verdigi cesarette etkili olmuyor değil) Dürüstlük daha kolay geliyor ve bu rol yapabilme ve yapanları anlayabilme özelliği gerekli yerlerde kullanılmak üzere yanınıza kar kalıyor!

Bazen bana çok önyargılısın derler, işte bu yüzden böyleyim.

İnsanların ne dediklerine değil, ne demek istediklerine bakıyorum.

Aynı değil çünkü;

Gözler ve cümleler tutmuyor birbirini. Ses, ele veriyor samimiyetsizliği
Ne biliyim eller mesela kararlı değil çekimser! O bile inanmamış ki sahibine
Tutmuyor dostluklar, yürümüyor ilişkiler. .. Herkes kendini saklıyor “mış” gibi yapıyor. hep bi savunmada ya da aportta gibi.

Güven ve samimiyet yoksa bence zaman kaybetmeye de gerek yok o ortamda

O yüzden diyorum ki;
Sen bil kim samimi kim değil ama Mevlana’nın dediginden de şaşma;
Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.