KÖŞEGEN

  Ülke gündemi karışıktı biraz değiştiriverelim dediler galiba!   Evet, otizmli çocuklara ve ailelerine uygulanan psikolojik işkenceden bahsediyorum.   Gelişim farklılığı gösteren çocuklardan başka herkes suçlu bu olayda.   Mecliste komisyon kurulur, sözde eylem planı hazırlanır, bi dünya farkındalık çalışması yapılır bir arpa boyu yol alınamaz. Alınamıyor çünkü hiç biri…

  Başkalarının bizi kendi kafalarına göre koyduğu o yerde kalmak mı doğru olan? Tabi ki hayır! Özümüzü hapsedip anahtarı da başkasına vermek olur bu. Asimile olmuş bir ruhla yaşamaktansa doğrusuyla yanlışıyla, kazanımlarıyla ya da kaybettikleriyle kendini bulmaya  çalışan bir  ruhla yaşamayı tercih ederim. Fikirlerimizi, durduğumuz ve dahası olmak istediğimiz yeri…

Her geçen gün biraz daha ulus, millet bilincimiz körelirken, “aman ideoloji mi kaldı küreselleşen dünyada sınırlar gereksiz” gibi söylemler bilincimize yerleştirilmeye çalışılırken şu bayramlar ilaç gibi daha doğrusu tokat gibi geliyor… Benliğini kaybetmiş, özgürlüğünden vazgeçmiş, mücadeleyi bırakmış hangi millet gün yüzü görebilir ki! Bizleri aymazlıktan kurtaran tarihimizi hatırlatan bu milli…

    Yazın benim mekanizma yavaşlıyor, ülke bürokrasisi gibiyim. Yapılacak iş çok tabi de “harekete geç” modu rolantide! Yapsam mı yapmasam mı? Kalksam mı otursam mı? Üşenip her şeyi ertelesem mi yoksa hiç mi yapmasam? Kafamda deli sorular :)  Bu yaz, kah su serinliği olur kah evde klima altı olur ya…

    Bak Derin kiraz ağacı. Daha kızarmamışlar ama yakında olurlar.Biz çocukken ağaçların tepesinde büyüdük. Bir sürü elma, kiraz, vişne ağacı vardı büyüdüğüm yerde. Ağaçların tepelerine çıkar, hem sohbet eder hem meyveleri yerdik.  Karnımızı onlarla doyurduğumuz için azar işittiğimiz ve karın ağrısından duramadığımız zamanlar çok oldu. Oyun oynardık; Kiraz ve vişneleri…

Bazen seni ve yaşama sebebini anlayamazlar Seni de kendileri gibi sanarlar. Görmezden,duymazdan gelmelerini yorumlayamazlar. Hatta bu yüzden daha da kızarlar. Sonuçta ortada buluşamazsınız. Çünkü onları öfkeleri seni umudun ve sorumlulukların besler… Emily Dickinson demiş; “Nefrete zamanım yoktu Çünkü mezar engellerdi beni ve hayat düşmanlıkla geçirilecek kadar uzun da değildi. ..…

  Son iki yılım sivil toplum örgütlerini anlamaya çalışmakla geçti diyebilirim. Kızım Derin dünyaya geldikten kısa bir süre sonra başladı benim için bu yolculuğum.  Ülkemizde özel gereksinimli çocukların yaşadığı hak ihlalleri kabul edilebilir boyutta değil. Herkesin ağzında engelli hakları, onlara uygulanan pozitif ayrımcılık gibi olumu söylemler varken neden biz kendimizi hala…

imagelond

  28 Şubat Dünya Nadir Hastalıklar Farkındalık günü. Biliyorum şimdi pek çoğunuz ‘ aman onunda mı gününü yapmışlar’ diyorsunuz. Haklısınız ama madem böyle bir gün var bir anne olarak size nasıl bir şey olduğunu ve neden önemsediğimi  anlatayım.   Bir gün anne-baba oluyorsunuz ve çocuğunuzda normal olmayan ama ne olduğu…

  Sen gülümsediğinde ‘bu cepte vur ensesine al lokmasını’ diyenler olur ve yeni bir ortama girdiğinde yeni yetme sanıldığın zamanlar… Olur böyle şeyler Sen karşıdan gelen davranışa göre yüzüne yeni bir ifade koyarsın ‘arıza çıktı bu’derler. Potansiyelini görünce de bozuluverirler Yani hep olur böyle şeyler. Takılma bunlara! Devam et yürümeye…

  Beylidüzü’nde bugün Türk Yunan Nüfus Mübadelesi Anma Etkinliği gerçekleştirildi. Katılamadım nasıl geçti bilmiyorum ama şahsım adına teşekkür ederim. Özellikle Balkan savaşlarından sonra Osmanlı imparatorluğu Avrupa’daki topraklarının %80ini kaybetmişti. Savaşlar sonucu 800.000 insan yaşadıkları yerden göç etmek zorunda kaldı. Bu toplam rakam içindeki Türk- Müslüman nüfusu yaklaşık olarak 400.000 civarında…