Bİ’LOG

Belki de en büyük mutlulukları olduğu gibi kederlerimizi de çocukluğumuzda yaşıyoruzdur. Oliver Twist 1838 yılında Charles Dickens tarafından yazılmış bir roman. Bendeki baskı yılı 1976. Sanat tarihi öğretmeni rahmetli halam kitaplığından çekip  vermişti bana. Küçüktüm o zaman. “Biraz daha büyü öyle okursun. ” Demişti. Ara ara elime alıyorum. Kitabın her…

book

  Bundan tam 60 yıl önce moda olup, hala tercih edilen bir desen asla demode olamaz. Vintage olur, Retro olur, şık olur, sevimli olur, trend olur ama illaki olur! İşte zamansız diye buna denir diyorum ve benim de asla vazgeçemediğim puantiye şıklığına birlikte göz atalım istiyorum. Kıyafetten aksesuara, mutfak dekorasyonundan…

Cildiniz size büyük bir hediye. Eğer sağlıklı ise size hiçbir şekilde elde edemeyeceğiniz güzellikte bir görünüm sağlayabilir. Yorgun bir cilt ise hemen yüzünüze ve havanıza yansır. İşin gerçeği şu ki, her gün üzerimize giysi gibi alıp çıktığımız stres cildimizin yapısını bozar, kırışıklıklara, sivilcelere neden olur, cildimizi kuru ve pürüzlü bir…

EBEVEYNLERİN YAMAN ÇELİŞKİSİ: SOSYAL MEDYA Sosyal medya her gün artan sayısıyla yaşamın adeta ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu hızla çeşitlenmeye ve artmaya devam ederse, korkarım ki, yaşamın kendisi haline gelecek. Son yıllarda anne ve babaların sık getirdiği yakınmalara bilgisayar, internet, cep telefonu gibi aletlerin yanı sıra sosyal medya eklendi.…

Gelişim, genetik ve çevresel değişkenlerin karşılıklı etkileşimlerinin ürünüdür ve bireysel farklılıklar gösterir. Gelişim ve büyüme bir birinden farklı kavramlardır. Büyüme yaşla birlikte oluşan bedensel artışları içerir. Oysa gelişim dinamiktir ve yaşam boyu sürer. Her gelişim alanı kendi değişimini sürdürürken diğer gelişim alanları ile de etkileşim halindedir. Sağlıklı gelişim için yaşamın…

  Neden yaşıyorsun? Bu sorunun cevabını bulamadıysan, henüz başlamamışsın demektir; Başla! Bir işin, kendi kurduğun bir düzenin, bir hobin ve yanlış gittiğine inandığın, değişmesini istediğin bir davan olsun. Dünya’yı baştan yarat demiyorum, hepi topu kendine uyanacaksın! Hayal et uygula denemekten korkma ‘Elalem ne der sonra’lara kalmasın işin. Unutma; elalem hep…

Bir çocuğu dünyaya getirmek demek, aslında ne kadar fazla konuda sorumluluk almak demek… Bazen hafife alıyoruz ama koskoca bir hayatı inşa etmekten bahsediyoruz. Çocuklarımız için elimizde, aklımızda, kalbimizde olan hayatı sunmak adına çabalayıp duruyoruz. Bunu duymak ağır gelebilir belki ama yetişkinlik dönemine geldiklerinde yaşadıkları mutluluklar da acılar da bizim eserimiz…

Ne kadar çok şeyi istifliyoruz hayatta! Ayakkabılar, tencereler, insanlar, acılar, kitaplar, oyuncaklar… Peki 2 beden küçük gelen ve yıllardır giyemediğimiz, dolabımızda öylece duran  kıyafetlere ne demeli? Elimizdeki telefonla neredeyse dakika başı çektiğimiz fotoğraflar!! At harici belleğe, bir  gün bakarsın nasılsa! Devam et; çekmeye, anı yaşamak yerine anılarını istiflemeye… Hep bir…

icon

  Ümidini yitirmenin, haram kılındığı bir inanca sahip olmanın huzuru var içimde. Sabır dilemek yerine, selamet istemenin doğruluğunu kavradığım tecrübelerim, belki de hiç bir zaman farkedemeyeceğim güzellikleri görmemi sağlayan acılarım var… “Of” demenin hiç bir işe yaramadığını gördüm ben. Oysa yalnızca bir “oh” çekmek kadar kolaymış ruhu sakinleştirmek. Varolana şükretmenin…

  Mesleki anlamda siyaset ile ilgilenirken, siyasetçilerin hayatları ile ilgili okuduğum bazı yazılardan öğrendiğim bir kavram vardı; EQ yani duygusal zeka. Özellikle acımasız yönetim şekilleriyle tarihe adını yazdırmış liderlerin, duygusal zekalarına esir olduğunu görürüz. Adolf Hitler, Stalin bunlardan en ünlüleri. Duygularımıza fazla imtiyaz tanımak, kişisel zekamızı(IQ) yeteri kadar kullanmamıza engel…